• 02
  • Kasım
Foto

Mikroenjeksiyon Yönteminin Avantajları

Kadınların evlenme ve çocuk sahibi olma yaşı, artık gittikçe ilerlemiştir. Gerek kadınların toplumdaki konumu, gerekse iş hayatındaki yerlerinin oldukça hızlı bir şekilde değişmesi hasebiyle, çocuk sahibi olmak, ileri zamanlara ertelenir. Kadının yaşının ilerlemesi yumurta rezervlerinin azalmasına yol açar. Bu da doğurganlık yeteneğinin azalmasına neden olur.  Ailede erken menopoz mevcut ise, kanser tedavisi, yumurtalık cerrahisi geçirme gibi öyküler varsa, kadınların hamile kalma şansı daha erken dönemde azalmaya başlar. Bu sebeple kadınlar, ileride anne olmayacakları konusunda endişe duyar. Yumurta dondurma uygulaması, kadınların bu korkularını gideren, yaşın ilerlemesine rağmen anne olma yetilerini saklayan bir uygulamadır.

Mikroenjeksiyon Yönteminde Sperm Seçimi

Hamilelik şansını arttırmak için kaliteli spermlerin seçilmesi gerekir.  Kaliteli olarak seçilmiş sperm hücresi görünümü açısından iyi olabilir, ancak sperm hücresindeki kromozom sayısındaki fazlalık, eksiklik ya da olgunluk hakkında fikir veremeyebilir. Sperm hücresinin DNA sında hasar varsa, hamilelik düşükle neticelenebilir. Mikroenjeksiyon yöntemi için, sperm hücresinin seçimi bu yüzden oldukça önem teşkil eder.

Sperm hücreleri özel sistemler ile büyütülür. Bu sayede daha kolay bir şekilde incelenir ve şekil olarak sorunu olmayan sperm hücreleri tespit edilir. Sperm hücreleri tercih edilirken yalnızca şekil bakımından sperm hücreleri incelenmez. Sperm hücresinin şeklinin düzgün oluşu DNA sının düzgün oluşu ya da olgunluğu için bir ipucu vermez. Mikroenjeksiyon yönteminde Sperm slow adı verilen özel sıvılar ile sperm hücreleri ayırt edilir. Sperm slow ismi verilen solüsyonda, overin etrafında yer alan ve overin sperm hücresi seçiminde kullanmış olduğu madde vardır. Bu işlem ile seçilmiş olan sperm hücreleri, olgunluklarını tamamladığından ve daha önceki seçilme yöntemlerine göre yüksek oranlarda normal kromozom yüzdesine sahip olunduğuna dair kesin olarak karar verilebilir. Aynı zamanda mikroenjeksiyon yöntemi ile kaliteli embriyolar sağlanabilir ve daha başarılı sonuçlar elde edilebilir.

Mikroenjeksiyon Yöntemi

Tüp bebek tedavi yöntemi Dünya’da birçok ailenin çocuk sahibi olmasına yardımcı olmuştur. Tüp bebek yöntemi, Türkiye’de ise neredeyse 3 milyon üzeri bebek dünyaya gelmesini sağlamıştır. Bu bebeklerin yaklaşık olarak yarısı mikro enjeksiyon yöntem ile dünyaya gözlerini açmıştır.

Nasıl Uygulanır?

Mikroenjeksiyon yönteminde baba adayından alınan tek bir sperm hücresi, anne adayından alınan yumurtanın içerisine mikroskop yardımı ile oldukça ince bir iğneyle yerleştirilir Bu sayede döllenme oluşturulur. Mikroenjeksiyon yöntemi ile, sperm sayısı ve hareketliliği az olan ve spermlerinde şekil bozukluğu olan erkeklerin dahi baba olma şansı vardır. Kısırlık tedavisi sırasında, herhangi bir nedenden ötürü baba adayının spermi ile anne adayının yumurtası ile birleşemezse, mikroenjeksiyon yöntemi kullanılabilmektedir. Mikroenjeksiyon, ileri derece erkek kaynaklı kısırlık sorunlarda oldukça yüksek başarı oranları elde edilebilen bir tekniktir. Diğer yöntemlerle kıyaslandığında daha zahmetli bir yöntemdir. Zahmetli ancak oldukça etkin bir yöntem olması dolayısı ile gen aktarımı için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenmenin gerçekleşmeme oranı en aza indirilebilir.

İlk mikroenjeksiyon yöntemi ne zaman uygulandı?

Mikroenjeksiyon yöntemi, Türkiye’de ilk defa 1992’de uygulanmıştır. Erkeğe ait kısırlık sorunları için mikroenjeksiyon yöntemi bir devrim niteliği taşır. Sadece erkek kaynaklı kısırlıklarda değil, yumurta kabuğunun sperme geçit vermeyecek kadar kalın olması durumlarında, önceden denenmiş tüp bebek tedavilerinde döllenme sorunu yaşayan adaylarda ve özellikle yaşı ilerlemiş ve yumurtası azalmış kadınlarda mikroenjeksiyon yöntemi uygulanabilir.

Modern tıptaki yardımcı üreme teknikleri; klasik tüp bebek ya da diğer adıyla in-vitro fertilizasyon (IVF) ve mikroenjeksiyon ya da diğer adıyla intrasitoplasmik sperm enjeksiyonudur (ICSI). Tüp bebek ve mikro enjeksiyon arasındaki fark; döllenme şeklidir. Mikroenjeksiyon ya da kısa adıyla ICSI, üreme tekniklerinde geliştirilen en son yeniliklerden biridir. Mikroenjeksiyon tekniği ile, sperm, yumurtanın içine direkt olarak girme imkanı bulur.

Mikroenjeksiyon ile tüp bebek yönteminin farkları nelerdir?

Klasik tüp bebek yöntemi yani IVF’de çok fazla sayıda sperm hücresi, laboratuvar koşullarında bir tane yumurta hücresinin etrafına yerleştirilir. Bu spermlerden bir tanesi kendi kendine, yumurta hücresini döller. Burada meydana gelen döllenme, normal yolla oluşan hamileliklerde, spermin yumurta hücresini döllemesine benzer. Yalnızca bu döllenme, anne adayının rahminde değil, laboratuvar koşullarında oluşturulur.

ICSI yani mikroenjeksiyon yönteminde baba adayının spermlerinden sadece bir tanesi alınır. Kadının yumurta hücresinin içerisine mikroskopik yöntemlerle enjekte edilir. Bu nedenle bu tekniğe mikroenjeksiyon ismi verilmiştir. Burada, sperm yumurta hücresini kendiliğinden döllemez, yumurta hücresinn içerisine direkt olarak yerleştirilir.

Mikroenjeksiyon yönteminin avantajları nelerdir?

*Mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenmenin (fertilizasyon) oluşma şansı çok daha fazla olmaktadır. *Sperm sayısı ve kalitesi çok az olan erkeklerde normal tüp bebek yöntemi ile gebelik sağlamak daha zordur. Bu zorluk, azoospermi gibi sorunlar da ise hiçbir şekilde hamilelik sağlanamaması olarak kendini gösterir. Bu erkek hastalarda, mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenmeyi sağlamak mümkündür. Çünkü, mikroenjeksiyonda tek bir sperm bile döllenmeyi sağlamak için yeterlidir. Azoospermi olan kişilerde menide hiç sperm bulunamaması durumunda, testisten Mikro TESE gibi yöntemlerle sperm hücresi bulunabilir. Mikroenjeksiyon yöntemi ile de bulunan bu spermlerle döllenme oluşturulabilir.

Mikroenjeksiyon nasıl uygulanır?

Mikroenjeksiyon yöntemi için, menideki en kalite sperm kullanılır. Sperm hücresinin kuyruğu hareketsizleştirili ve oldukça duyarlı mikroskopik enjektörler ile alınır. Alınan sperm, enjektör ile yumurta hücresinin içine konur. Bu işlem yapılmadan, yumurta çevresindeki hücreler temizlenir.

Hangi hastalara mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi uygulanır?

  • Sperm sayısı çok az olan, azoospermi sorunu olan ve mikro TESE yöntemi ile sperm elde edilebilecek hastalarda,
  • Kısırlığa yol açan nedenlerden biri olarak  antisperm-antikor üreten kişilerde,
  • Daha önce klasik tüp bebek tekniği ile başarı elde edememiş kişilerde,
  • Preimplantasyon genetik tanı (PGD) uygulanacak kişilerde,
  • Sebebi açıklanamayan kısırlık sorunu olan adaylarda,  mikroenjeksiyon yöntemi uygulanabilir.

Mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenme kesinlikle oluşur mu?

Mikroenjeksiyon tekniğinde sperm mikroskopik yöntemler ile yumurta hücresinin içerisine yerleştirilir ancak gene de döllenme garantisi verilemez. Sperm ve yumurtanın kalitesi döllenmenin gerçekleşmesi için oldukça büyük rol oynayan etkenlerdir. Bu nedenle daha kaliteli spermleri seçebilmek için yeni teknikler geliştirilir. Sperm kalitesini belirleyen en mühim faktörlerden biri de embriyoloji uzmanının (embriyolog) tecrübesinin ne ölçüde olduğudur.

Mikroenjeksiyon yöntemi uygulanan adaylarda gebelik oranları nedir?

Mikroenjeksiyon yani ICSI tekniğinde döllenme ve gebelik oranları klasik tüp bebek yöntemine nazaran biraz daha fazladır. Ancak başarı sağlamak için en önemli etken, yumurtanın ve spermin kalitesidir. Anne adayının yaşına göre bu oran değişebilmekte birlikte döllenme şansı genellikle  %50-80 arasındadır. Fakat bu döllenmelerin hepsi, bebek sahibi olmakla sonuçlanmayabilir.

Mikroenjeksiyon yönteminin maliyeti:

Mikroenjeksiyon yönteminin maliyeti, tüp bebek merkezlerine ya da uygulanan kliniklere göre değişkenlik gösterebilir. Ancak klasik tüp bebek tedavi maliyetlerinden çok farklı olmamaktadır.

Yumurta dondurma işleminin avantajları ve dezavantajları

Kadınlarda yaşın ilerlemesi sebebiyle hamilelik oranlarında düşme gözlemlenmesinin en önemli nedenlerinden birisi, yaşın ilerlemesi ile yumurta hücresi kalitesinde azalmaların meydana gelmesidir. Yumurta dondurma uygulamasında yumurta,  kadının alındığı yaşın özelliklerini taşır. Bu sebeple de kadın ileri yaşlarında dahi gebe kalabilir. Dondurulup saklanmış ve genç olan yumurtalar, kadının ilerlemiş yaşından etkilenmez. İlerleyen dönemde çözdürülür ve tüp bebek yöntemiyle beraber hamilelik sağlanabilir.

Yumurta dondurma uygulamasının dezavantajı ise, kadınların üreme işlevlerinin bittiği menopoz dönemindeya da sonrasında anne olmanın ne kadar etik olduğudur. Kanser hastalığı olan kadınlar, görecekleri tedaviler sebebiyle anne olamayacaklarından korku duyarlar. Tedavide, vücuda verilen ışın tedavisi, ağır ilaçların etkisi sebebiyle kadınların hassas bir bölgesi olan yumurtalıklara hasar verir. Kadınlar iyileşse dahi, yumurtalıklarda geri döndürülemez hasarlar oluşur. Yumurta dondurma tekniği ile, kanser tedavi gören kadınlar iyileşme ardından anne olma yetilerini saklarlar.  Yumurta dondurma, yaşı ilerlemiş ya da kanser hastası olan kadınlar için oldukça önemlidir. Kadınlar erken yaşlarda kanser tedavisine başladıklarında, % 90 oranında yumurtalık dokusunu kaybeder. Her kadının, doğumla beraber belirli oranda bir yumurta deposu vardır. Bunlar tükenince kadın, menopoza girer.

Yumurta dondurma teknolojisi kadının anne olma yaşının yükselmesini sağlar

Genç yaşlarında yumurtalarını dondurmuş olan kadınlar, kendilerini anne olmaya hazır hissettiklerinde istedikleri yaşta hamile kalabilir.Bu konuda herhangi bir yaş sınırlaması yoktur. Arzu ederse, 50-60 yaşında dahi bebek sahibi olunabilir. Dondurulmuş yumurta hücresi, dondurulduğu yaşın özelliklerini taşır. Bu sebeple dünyaya gelecek olan bebekler sağlıklı olur. Bu konuda tartışmaya açık olan tek konu ise, geç yaşta anne olmanın ne kadar etik olduğudur.

Kadınlar, yirmili yaşlarda cinsel üretkenlik açısından en yüksek seviyededir. Ancak yumurta dondurma konusunda yeterli bilgi düzeyine sahip olmama, buna sahip olsalar dahi maddi imkansızlıklar sebebiyle bu işlemi uygulamaya sokamama oldukça olumsuz bir durumdur. Yumurta toplanması zahmetli bir işlemdir ve yumurta üretiminin arttırılması adına uygulanacak olan ilaçlar, pahalı ilaçlarıdr. Bu faktörler sebebiyle, yumurta dondurma işlemi gerekli olsa dahi, yapılamayabilmektedir. Kadınların, en doğal hakları olan doğurganlık yetilerini kaybetmemeleri adına, yumurta dondurma işleminden yararlanmaları sağlanmalıdır.